İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | rush to (someone or something) f. | (birine/bir şeye) yetiştirmek | ||
Fadil was rushed to the hospital. Fadıl hastaneye yetiştirildi. More Sentences |
İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | rush to (someone, something, or some place) f. | (birine/bir şeye) doğru hızla/aceleyle gitmek/koşmak |
Öbek Fiiller | rush to (someone, something, or some place) f. | (birine/bir şeye) üşüşmek |
Öbek Fiiller | rush up (to someone or something) f. | aceleyle (birinin/bir şeyin) yanına gitmek |
Öbek Fiiller | rush up (to someone or something) f. | (birinin/bir şeyin) yanına koşmak |
Öbek Fiiller | rush up (to someone or something) f. | hızla (birine/bir şeye) kadar gelmek/ulaşmak |
Öbek Fiiller | rush up (to someone or something) f. | hızla gelip (birine/bir şeye) dayanmak |